Macar kadınların el emeği göz nuru ...

MACARİSTANBUL




Kısa bir şehir tarihçesi.

2014.03.15 09:02

1. Kısa bir şehir tarihçesi Kalocsa Bacs-Kiskun Eyaleti'nin batı kısmında, Budapeşte'den 120 km uzaklığında Güneyde, Tuna nehrine yakın bulunuyor. Macar devleti ile yaklaşık aynı yaşta, ancak Yurtkurma zamanında da yaşam alanıymış. Kalocsa'nin hayatında Osmanlı işgal büyük bir aksaklık olmuştu. İlk olarak 1529'da şehri ele almışlar ama sonra terk etmişler. Nihai olarak 1543'te işgal etmişler. Halkın bir kısmı ile dîni kurumlar Osmanlılardan Yukarı Macaristan'a, diğer kısmı ise yakın olan bataklıklara kaçmış, şehirde kalanlar da varmış. Kültür ve tahriri dini kurumlar gidince Kalocsa köy olarak devam etmiş hadisesiz hayatını, gerçi Osmanlı vergi yazıları şehir olarak kaydetmişler. Evliya Çelebi, ünlü bir türk gezgini ikinci Macaristandaki gezisinde Kalocsa'ya gitmiş ve aşağıdakileri yazmış: Kalocsa palanka, yani kaledir. Kral Lajos tarafından yapılmış kaleyi Kanuni Sultan Süleyman fethetmiş. Kale Tuna Nehri'nden bir saatlik mesafededir. Tuna Nehri taşarsa kale ada gibi ortada kalıyor. Etrafı bataklık bir yer. Limanın karşısında, Tuna Nehri'nin karşı yakasında, Buda'ya giden yolda Paks Kalesi bulunuyor. Bu kale aslında Szeged sancakların arazisinde ve vergisi de Eger Kalesi'nin askerlerinden gelen kazançlardan oluşur, yedi yük akçe kazançlı bir emindir. Etrafı ikişer dolgulu duvarla sarmış bir palankadır. İçinde yeni yapılmış, güçlü, kare şeklinde olan güzel bir kalesi vardır. Güney-Doğu' ya bakan tek kapısının önündeki ahşap köprü makaralarla yukarıya kaldırabilir. Bekçiler her gece köprüyü yukarıya çekiyorlar. Bu köprünün altında derin bir su var. Kapının önünde bir camii, üç tane dükkân ve küçük bir han var. Şehirde çökmüş bir kilise var, içinde harika renkli resimler bulunuyor. Şehirdekiler fakir oldukları için altmış askerden hiç birşey almadık. Yirmi askerle beraber Güney-Doğu' ya bir saatlik bir yol yaptıktan sonra, bayındır köylerden geçince Baja Kalesine geldik. Türk hâkimiyetinden dolayı kaybolan katolik dini hayatı 1630'lu yıllarda Hırvat Ferenceşler başlatmışlar yeniden. 2. Nakışın hikayesi Kalocsa'daki bayanlar nakışları daha 19. yüzyılında ücretli yapıyorlarmış. Yakındaki büyük şehirde yaşayan zengin ailelere beyaz nakışları yaparlarmış. Başlangıçta motiflerin siluetlerini "Kalocsa vurma tahtası" denilen tahta ile bir beze basmışlar. Kalocsa'daki motiflerini yapan basımevi 1860' ların civarında açılmış.1890'lardan sonra başlangıçta delik nakış ile dikilmiş motifleri düz ilmik ile kapamışlar. 1912'de Nagyatad'ta açılan iplik fabrikası'ndan çıkan artık rengi solmayan ipler yaygınlaşınca Kalocsa nakışları da renkleşmeye başlanmış I. Dünya Savaşı'ndan sonra. 20. yüzyılında dikiş makinesinin yayılması ile kendine özgü bir zanaat doğmuş bu bölgede: sonra 'rişeliyölü' lakaplı olan Kalocsa makine işi nakışı. Rişeliyölü nakışı dantel gibi ajurlu bir yüzey veriyor. 3. Renklerin dünyası: Eski Kalocsa nakışları tek renkliydi. Başlangıçta çarşaflarda, yastık uçlarında, masa örtülerinda sadece beyaz ip kullanılmış. Yatak elbiselerinin ilk zamanlarda beyaz delik nakışı ile yapılmasının sebebi rengi solmayın iplerin henüz olmamasıydı. 20. yüzyılın ilk üçte birinden itibaren Kalocsa nakışı artık renkleşmeye başlamıştı. En çok bilinen, kendine özgü yerli isimli olan renkler: lalekırmızısı, alev rengi, şarap rengi, kaz yeşili, kıskanç sarısı, kırlangıç boynu kırmızısı, üveyik mavisi, kadife mavisi. Kalocsa nakışında bugünlerde kullanılan altı tane anarenk iki eşleştirilmiş renk tonunda aşağıdakiler: - bordo ve kırmızı - pembe kendi daha koyu tonları ile - turuncu ve sarı - mavi kendi daha koyu tonları ile - mor kendi daha koyu tonları ile - yeşil kendi daha koyu tonları ile Kıyafetlerin renklerini giyenlerin yaşı belirliyormuş. En süslü, en parlak renkler gelinlerin kıyafetindeymiş. Daha yaşlı hanımların giysileri az süslü daha koyuymuş. Mavi - mor - yeşil renkli parçalara 'üzgünpamuklu' ad verilmiş ve yarım yasın simgesiymiş. 4. Motifler: Nakışların motifleri duvardaki motifleri ile aynıymış. En sık kullanılanlar kır ve bahçe çiçeklerin motifleriymiş: menekşe, yıldız çiçeği, zambak, lale, karanfil, çançiçeği, papatya, leylak, hercai menekşe, gül, gül goncası, meşhur Kalocsa biberi, değişik meyve taneleri, unutmabeni, müge vs.